AVRUPA HUKUK BÜROSU » Haberler | Profesyonel Hukuk Hizmetleri http://avukat-kilinc.com Profesyonel Hukuk Hizmetleri Thu, 20 Nov 2014 11:37:18 +0000 tr-TR hourly 1 http://wordpress.org/?v=4.0 Gülperi’nin dosyası 9 yıl sonra açılıyor http://avukat-kilinc.com/gulperinin-dosyasi-9-yil-sonra-aciliyor/ http://avukat-kilinc.com/gulperinin-dosyasi-9-yil-sonra-aciliyor/#comments Thu, 20 Nov 2014 11:37:18 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10046 Gülpari Aihm
AİHM, intihar ettiği öne sürülen Gülperi Ovalıoğlu’nun kocası tarafından öldürülmüş olabileceğini belirtti. Dosya yeniden açılıyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, geçen hafta ‘aile içi şiddetin ölüme yol açtığı’ iddiasıyla açılan bir davada Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti. Mahkeme, Gülperi Ovalıoğlu isimli genç kadının öldürülmesiyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığını hükmetti. AİHM, ‘İntihar ettiği’ öne sürülen Ovalıoğlu’nun aile içi şiddet kurbanı olduğunu belirtti. Dava konusu olay 2005’te İzmir’de yaşandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde hemşire olan 26 yaşındaki Gülperi Ovalıoğlu’nun eşi Oğuzhan Ovalıoğlu aynı hastanenin eczanesinde çalışıyordu. Bir akşam eşinin yaşadıkları kavgadan sonra aşırı dozda ilaç içerek intihar ettiğini söyleyerek Gültepi Ovalıoğlu’nu hastaneye götürdü.

İç kanamadan öldü

Ovalıoğlu’nun midesi yıkandı ancak kurtarılamadı. Otopsisinde ilaç izine rastlanmadı, ciğerlerinde ise aşırı derecede ödem oluştuğu belirlendi. Buna rağmen savcılık 2006’ta ‘intihar’ tespitiyle soruşturmayı kapattı. Anne Ümran Durmaz, kızının, eşinden gördüğü şiddet sonucunda öldürüğünü, ölümüyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle 2007 yılında AİHM’ye başvurdu. AİHM de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını savunan 2. maddesine göre Türkiye’nin tazminat ödemesine hükmetti.

Tokat attığını söyledi

Gülperi Ovalıoğlu’nun kardeŞi Güher Kanter, şunları anlattı: “Oğuzhan Ovalıoğlu’nun kardeşimi hastaneye götürdükten sonra sadece ‘ben bir şey yapmadım sadece tokat attım’ dediğini öğrendik. Otopsi istedik. İlaca rnastlanmadı. İkinci otopsi yapıldı. Adli Tıp Kurumu da kesinlikle ilaç yok dedi. Buna rağmen savcı intihar diye dosyayı kapattı. Hatta nüfus müdürlüğüne bile aşırı dozda ilaç içti diye savcılık tarafından yazı yazdı. Olay günü Oğuzhan Ovalıoğlu’nun ifadesi sadece hastane bahçesinde alındı. Savcılık tarafından çağrılmadı. Hiçbir işlem yapılmadı.”

İşte davanın kronolojisi

AİHM dosyasındaki bilgilere göre Gülperi Ovalıoğlu 18 Temmuz 2005’te intihara kalkıştığı iddiasıyla hastaneye getirildi. Yaşamını yitirdi.

Babası kızını eşinin dövdüğünü iddia ederek savcılığa başvurdu. 30 Ocak 2006’da Adli Tıp ‘İlaç izine rastlanmadı. Ciğerlerinde ödem tespit edildi’ raporu verdi. 28 Şubat 2006’da savcılık ‘intihar etti’ diyerek soruşturmayı kapattı.

4 Nisan 2006’da aile Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Reddedildi.

Üç ay içinde dosya açılmalı

AİHM’e başvuruyu yapan Fransa Strasbourg Barosu ve İzmir Barosuna bağlı olarak çalışan Avukat Ümit Kılınç da Türkiye’nin yeniden soruşturmayı başlatması gerektiğini söyledi: Ovalıoğlu, eşi tarafından şiddete maruz kalıyor. Defalarca evden kaçıyor ve ailesine sığınıyor. Olay gecesi yine şiddete maruz kalıyor. AİHM, Türkiye’den tekrar soruşturmayı açma talebinde de bulundu. Koca soruşturma açılmadığını ve yapılan soruşturmanın yeterli olmadığını söyledi. Bu aşamada Türk makamlarına düşen tekrar soruşturmayı açmak. Gerekirse mağdurun mezarı açılıp tekrar otopsi yapılabilecek. Eşinin ifadesi alınıp hakkında dava açılabilecek ve yargılanabilecek. AİHM de olayın intihar değil koca tarafından yapılan şiddet olduğu kanaatinde. AİHM’in verdiği kararı Avrupa Konseyi denetleyecek ve 3 ay içerisinde soruşturmanın açılması gerekiyor.”

Kaynak

http://www.gazetevatan.com/gulperi-nin-dosyasi-9-yil-sonra-aciliyor-697500-gundem/

]]>
http://avukat-kilinc.com/gulperinin-dosyasi-9-yil-sonra-aciliyor/feed/ 0
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’İN EMSAL SONUCU DÜĞÜMÜ ÇÖZECEK http://avukat-kilinc.com/avrupa-insan-haklari-mahkemesi-aihm-in-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/ http://avukat-kilinc.com/avrupa-insan-haklari-mahkemesi-aihm-in-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/#comments Thu, 20 Nov 2014 11:12:29 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10045 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM , midesinde ilaç izine rastlanmadığı halde ‘intihar’ tespiti ile soruşturması kapatılan İzmirli Gülperi hemşirenin kocası tarafından öldürülmüş olabileceğini ortaya koyarak soruşturmanın bir daha açılması gerekmekde olduğunu bildirdi, Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti. Aile, dokuz sene akabinde soruşturmanın bir daha açılmasını talep edecek.
İzmir’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde hemşirelik yapan 26 yaşındaki Gülperi O., hastanenin eczanesinde çalışan sekiz aylık eşi O.O. tarafından 18 Temmuz 2005 akşamı hastaneye götürüldü. Doktorların şikayetlerini sorması üzerine O.O., eşinin ilaç içerek intihara kalkıştığını belirtti . İntihar ettiği söylenince midesi yıkanan Gülperi hemşire, gercekleşen müdahalelere rağmen kurtarılması başarılamadı . Gülperi hemşirenin otopsi raporunda midede ilaç izine rastlanmadığı acıkladı . Talihsiz bayanın ciğerlerinde aşırı derecede ödem oluştuğu belirlendi. Olay gecesi hastane polisi tarafından ifadesi alınan koca O.O., eşiyle büyük kavga ettiklerini ve eşine vurduğunu söylemesine rağmen savcılık tarafından ifadeye çağrılmadı. Gülperi hemşirenin ilaç içtiğine dair hiçbir bulguya rastlanmazken, savcılık 2006’ta ‘intihar’ tespitiyle soruşturmayı kapattı. Kızının eşinden gördüğü kaba kuvvet neticesi öldüğünü düşünen ve kızının ölümüyle ilgili etkili tahkikat yapılmadığı sebebiyle 2007 senesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ( Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ) başvuran anne Ümran Durmaz’a, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’den emsal netice çıktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM , Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını savunan 2. maddesine göre ‘aile içi şiddetin ölüme yol açtığı’ idda edilmesiyle açılan davada Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti, soruşturmanın bir daha açılması gerekmekde olduğunu bildirdi. Aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararına dayanarak dokuz sene akabinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturmanın bir daha açılmasını ve eski kocanın yargılanmasını talep edecek.
“EMSAL TEŞKİL EDİYOR”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’e başvuruyu yapan Fransa Strasbourg Barosu ve İzmir Barosuna bağlı Avukat Ümit Kılınç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’nin savcılığı hatalı bularak yekün 22 bin euro tazminat müeyyidesi vermesinin başka tüm benzer davalarda emsal teşkil ettiğini ifade etti .
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’in bu davada, kocası tarafından aile içi şiddete maruz kalan genç bir bayanın ölümü sonucunda gercekleşen soruşturmanın etkili ve yeterli olması gerekmekde olduğunu açıkça dile getirdiğini kaydeden Kılınç, sözlerini şu şekilde devam ettirdi “Böyle bir durumda yapılacak olan soruşturmanın şüpheye yer bırakmayacak biçimde yapılması gerekmektedir. Benim kanaatime göre bu davanın önemi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM gercekleşen soruşturmanın yetersiz ve etkisiz olduğundan dolayı soruşturmanın bir daha açılması gerekmekde olduğunu söylemesidir. Bu sebepten ötürü verilmekte olan tazminat miktarı bizim için çok fazla önemli değil. Bizim için önemli olan soruşturmanın bir daha açılması ve adaletin açılacak tahkikat sonucunda yerine gelmesidir.”
“KOCA ŞİDDET UYGULUYOR, SAVCI İFADE ALMIYOR”
Davada, mağdur Gülperi hemşirenin kocası tarafından aile içi şiddete maruz kaldığını, olay günü bile kocanın mağdura kaba kuvvet uyguladığının dosyadan açıkça anlaşıldığını ifade eden Kılıç, şu ifadelere yer verdi: “Olay günü kocanın ifadesi polis tarafından ciddiyetsiz bir biçimde hastane bahçesinde alınıyor ve buna rağmen koca, olay günü eşine kaba kuvvet uyguladığını kabul ediyor. Gülperi Hanımın ailesi suç duyurusunda bulunuyor ve gercekleşen tıbbi expertizde Gülperi Hanımın kanında hiçbir ilaç izine rastlanmıyor ve ölümün ciğerlerde oluşan ödemden meydana gelmekde olduğu belirtiliyor. Buna rağmen, dosya ile ilgilenen savcı, olayın intihar olduğu sonucuna varıyor. Gülperi Hanımın ailesinin talebine rağmen savcı kaba kuvvet uygulayan kocayı dinleme gereği bile duymuyor ve çiftin evinde olay incelemesi bile yaptırmıyor. Halbuki olay günü hane , darmadağın ve bardak ve şişe kırıkları ile dolu vaziyettedir. Ayrıca, talebe rağmen hiçbir tanık dinlenmiyor.”
“İNTİHAR OLARAK NİTELENDİRMEK İMKANSIZ”
“Gülperi Hanımın ölümünün intihar olmadığı, tam bilakis aile içi kaba kuvvet neticesi ölüm olduğu sonucuna varmak çok fazla basit ” diyen Kılınç, savcının yapmış olduğu gibi olayı intihar olarak nitelendirmenin imkansız olduğunu vurguladı. Olayın intihar olmadığı yönünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’in de ciddi şüpheleri olduğunu dile getiren Kılınç, ” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM de Türkiye’de kadına karşı şiddetin genel bir tatbikat olduğunu ve kadınların bu konuda ayrımcılığa maruz kaldıklarını diyor ” diye açıkladı .
İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA BAŞVURACAKLAR
Davanın senelerdir sürdüğünü ifade eden Kılınç, bu hafta içerisinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararına dayanarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvuracaklarını ve soruşturmanın bir daha açılmasını talep edeceklerini bildirdi. Eski koca hakkında dava açılmasını ve yargılanmasını talep edeceklerini söyleyen Kılınç, bunları belirtti : “Herhangi bir gelişme olmazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararlarının icrasından mesul Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ni bilgilendireceğiz ve bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararında belirtilen etkili ve yeterli bir soruşturmanın yapılması için Türkiye Hükumeti’ne baskı yapmasını talep edeceğiz. Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM 2. Dairesi tarafından verilmekte olan karara karşı Büyük Daire önünde itiraz edebilir. Kadına karşı kaba kuvvet söz konusu olduğundan dolayı ve dosyada bariz eksiklikler olduğu dikkate alındığında Türkiye Hükümeti’nin böyle bir talepte bulunacağını sanmıyorum. Kaldı ki, Hükümet Büyük Daire’ye gitme talebinde bulunsa bile , benim kanaatime göre bu talep reddedilecek ve karar üç ay akabinde kesinleşecektir.”
“BARİZ HATA”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’in eski Doğu Bloku ülkelerini ilgilendiren yaşam hakkı ile ilgili davalarda savcıların hatalı olduğunu tespit ettiğini ancak bu davadaki gibi bariz bir hatanın işlendiği dava bilmediğini, olacağını da sanmadığını kaydeden Kılınç şu şekilde açıkladı : “Ölümün intihar olduğu yönünde elinde hiçbir veri olmamasına rağmen, tam bilakis ölümün aile içi kaba kuvvet neticesi meydana gelmekde olduğu tüm dosyadan açıkça anlaşılmasına rağmen, takipsizlik kararı verebilecek bir savcı tanımıyorum ben.”
“İÇ KANAMA NASIL OLDU?”
Kızı hayatını kaybettiği günden bu yana intihar olayına inanmadığını açıklayan anne Ümran Durmaz, yaşadıkları olayı şu sözlerle söyledi : “Çocuğum o gece sadece bir tümce kurabilmiş. Yalnızca ‘ soluk alamıyorum’ söylemiş ve yaşamını kaybetmiş. Eşi ifadede ‘vurdum’ dediği halde bir defa olsun mahkemeye çıkarılmadı. ‘Niye vurdun?’ diye sorulmadı. Gittiğim her kapı bana kapandı. En nihayet çareyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’e başvurmakta buldum. Otopsi raporunda ilaç, uyuşturucu madde bulunmadı. İç kanamadan hayatını kaybettiği belirtiliyor peki bu dahil kanama nasıl oldu? Kanıtlarım elimde, ifadeler elimde. İfadesinde ‘vurdum’ söylemiş fakat olayın üstü kapatıldı.”
“DOKUZ YILDIR AĞLIYORUM”
Dokuz yıldır ağladığını ve yüreğinin yandığını açıklayan anne, “Ben yandım başka anneler yanmasın. Başka Gülperiler ölmesin. Önce Allah’a akabinde yüce adalete güveniyorum. Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma, Adalet Bakanıma sesleniyorum. Ben yaralıyım başkaları yaralanmasın. Takipsizlik kararı verilince itiraz ettim fakat reddedildi. O kapı da yüzüme kapandı. O senelerde maddi gücüm yok diye avukat tutamadım. Benim kızım intihar edecek biri değildi. Ben de bir anayım. Anne olanlar bu acının ne olduğunu anlayabilir. Ağlamaktan gözlerimi kaybettim” diye belirtti .Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’İN EMSAL SONUCU DÜĞÜMÜ ÇÖZECEK
Kaynak: bugun

http://www.arcaajans.com/haber/guncel/avrupa-insan-haklari-mahkemesi-aihm-in-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/521712/

]]>
http://avukat-kilinc.com/avrupa-insan-haklari-mahkemesi-aihm-in-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/feed/ 0
Düğümü AİHM’nin emsal kararı çözecek http://avukat-kilinc.com/dugumu-aihmnin-emsal-karari-cozecek/ http://avukat-kilinc.com/dugumu-aihmnin-emsal-karari-cozecek/#comments Thu, 20 Nov 2014 11:10:44 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10044 AİHM, midesinde ilaç izine rastlanmadığı halde ‘intihar’ tespiti ile soruşturması kapatılan İzmirli Gülperi hemşirenin kocası tarafından öldürülmüş olabileceğini belirterek soruşturmanın tekrar açılması gerektiğini bildirdi, Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti. Aile, dokuz yıl sonra soruşturmanın tekrar açılmasını talep edecek.

İzmir’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde hemşirelik yapan 26 yaşındaki Gülperi O., hastanenin eczanesinde çalışan sekiz aylık eşi O.O. tarafından 18 Temmuz 2005 akşamı hastaneye götürüldü. Doktorların şikayetlerini sorması üzerine O.O., eşinin ilaç içerek intihara kalkıştığını söyledi. İntihar ettiği söylenince midesi yıkanan Gülperi hemşire, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Gülperi hemşirenin otopsi raporunda midede ilaç izine rastlanmadığı bildirildi. Talihsiz kadının ciğerlerinde aşırı derecede ödem oluştuğu belirlendi. Olay gecesi hastane polisi tarafından ifadesi alınan koca O.O., eşiyle kavga ettiklerini ve eşine vurduğunu söylemesine rağmen savcılık tarafından ifadeye çağrılmadı. Gülperi hemşirenin ilaç içtiğine dair hiçbir bulguya rastlanmazken, savcılık 2006’ta ‘intihar’ tespitiyle soruşturmayı kapattı. Kızının eşinden gördüğü şiddet sonucu öldüğünü düşünen ve kızının ölümüyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle 2007 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuran anne Ümran Durmaz’a, AİHM’den emsal sonuç çıktı. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını savunan 2. maddesine göre ‘aile içi şiddetin ölüme yol açtığı’ iddiasıyla açılan davada Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti, soruşturmanın tekrar açılması gerektiğini bildirdi. Aile, AİHM kararına dayanarak dokuz yıl sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturmanın tekrar açılmasını ve eski kocanın yargılanmasını talep edecek.

“EMSAL TEŞKİL EDİYOR”
AİHM’e başvuruyu yapan Fransa Strasbourg Barosu ve İzmir Barosuna bağlı Avukat Ümit Kılınç, AİHM’nin savcılığı hatalı bularak toplam 22 bin euro tazminat cezası vermesinin diğer tüm benzer davalarda emsal teşkil ettiğini belirtti.
AİHM’in bu davada, kocası tarafından aile içi şiddete maruz kalan genç bir kadının ölümü sonucunda yapılan soruşturmanın etkili ve yeterli olması gerektiğini açıkça dile getirdiğini kaydeden Kılınç, sözlerini şöyle sürdürdü “Böyle bir durumda yapılacak soruşturmanın şüpheye yer bırakmayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Benim kanaatime göre bu davanın önemi, AİHM yapılan soruşturmanın yetersiz ve etkisiz olduğundan dolayı soruşturmanın tekrar açılması gerektiğini söylemesidir. Bu nedenle verilen tazminat miktarı bizim için çok önemli değil. Bizim için önemli olan soruşturmanın tekrar açılması ve adaletin açılacak soruşturma sonucunda yerine gelmesidir.”

“KOCA ŞİDDET UYGULUYOR, SAVCI İFADE ALMIYOR”
Davada, mağdur Gülperi hemşirenin kocası tarafından aile içi şiddete maruz kaldığını, olay günü dahi kocanın mağdura şiddet uyguladığının dosyadan açıkça anlaşıldığını ifade eden Kılıç, şu ifadelere yer verdi: “Olay günü kocanın ifadesi polis tarafından ciddiyetsiz bir şekilde hastane bahçesinde alınıyor ve buna rağmen koca, olay günü eşine şiddet uyguladığını kabul ediyor. Gülperi Hanımın ailesi suç duyurusunda bulunuyor ve yapılan tıbbi expertizde Gülperi Hanımın kanında hiçbir ilaç izine rastlanmıyor ve ölümün ciğerlerde oluşan ödemden meydana geldiği belirtiliyor. Buna rağmen, dosya ile ilgilenen savcı, olayın intihar olduğu sonucuna varıyor. Gülperi Hanımın ailesinin talebine rağmen savcı şiddet uygulayan kocayı dinleme gereği dahi duymuyor ve çiftin evinde olay incelemesi dahi yaptırmıyor. Halbuki olay günü ev, darmadağın ve bardak ve şişe kırıkları ile dolu vaziyettedir. Ayrıca, talebe rağmen hiçbir tanık dinlenmiyor.”

“İNTİHAR OLARAK NİTELENDİRMEK İMKANSIZ”
“Gülperi Hanımın ölümünün intihar olmadığı, tam tersine aile içi şiddet sonucu ölüm olduğu sonucuna varmak çok kolay” diyen Kılınç, savcının yaptığı gibi olayı intihar olarak nitelendirmenin imkansız olduğunu vurguladı. Olayın intihar olmadığı yönünde AİHM’in de ciddi şüpheleri olduğunu dile getiren Kılınç, “AİHM de Türkiye’de kadına karşı şiddetin genel bir uygulama olduğunu ve kadınların bu konuda ayrımcılığa maruz kaldıklarını söylüyor” diye konuştu.

İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA BAŞVURACAKLAR
Davanın senelerdir sürdüğünü belirten Kılınç, bu hafta içerisinde, AİHM kararına dayanarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvuracaklarını ve soruşturmanın tekrar açılmasını talep edeceklerini bildirdi. Eski koca hakkında dava açılmasını ve yargılanmasını talep edeceklerini vurgulayan Kılınç, şunları söyledi: “Herhangi bir gelişme olmazsa, AİHM kararlarının icrasından sorumlu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ni bilgilendireceğiz ve bu konuda AİHM kararında belirtilen etkili ve yeterli bir soruşturmanın yapılması için Türkiye Hükumeti’ne baskı yapmasını talep edeceğiz. Hükümet AİHM 2. Dairesi tarafından verilen karara karşı Büyük Daire önünde itiraz edebilir. Kadına karşı şiddet söz konusu olduğu için ve dosyada bariz eksiklikler olduğu dikkate alındığında Türkiye Hükümeti’nin böyle bir talepte bulunacağını sanmıyorum. Kaldı ki, Hükümet Büyük Daire’ye gitme talebinde bulunsa dahi, benim kanaatime göre bu talep reddedilecek ve karar üç ay sonra kesinleşecektir.”

“BARİZ HATA”
AİHM’in eski Doğu Bloku ülkelerini ilgilendiren yaşam hakkı ile ilgili davalarda savcıların hatalı olduğunu tespit ettiğini ancak bu davadaki gibi bariz bir hatanın işlendiği dava bilmediğini, olacağını da sanmadığını kaydeden Kılınç şöyle konuştu: “Ölümün intihar olduğu yönünde elinde hiçbir veri olmamasına rağmen, tam tersine ölümün aile içi şiddet sonucu meydana geldiği tüm dosyadan açıkça anlaşılmasına rağmen, takipsizlik kararı verebilecek bir savcı tanımıyorum ben.”

“İÇ KANAMA NASIL OLDU?”
Kızı öldüğü günden beri intihar olayına inanmadığını söyleyen anne Ümran Durmaz, yaşadıkları olayı şu sözlerle anlattı: “Çocuğum o gece sadece bir cümle kurabilmiş. Sadece ‘nefes alamıyorum’ demiş ve hayatını kaybetmiş. Eşi ifadede ‘vurdum’ dediği halde bir kere olsun mahkemeye çıkarılmadı. ‘Niye vurdun?’ diye sorulmadı. Gittiğim her kapı bana kapandı. En son çareyi AİHM’e başvurmakta buldum. Otopsi raporunda ilaç, uyuşturucu madde bulunmadı. İç kanamadan öldüğü belirtiliyor peki bu iç kanama nasıl oldu? Kanıtlarım elimde, ifadeler elimde. İfadesinde ‘vurdum’ demiş ama olayın üstü kapatıldı.”

“DOKUZ YILDIR AĞLIYORUM”
Dokuz yıldır ağladığını ve yüreğinin yandığını söyleyen anne, “Ben yandım başka anneler yanmasın. Başka Gülperiler ölmesin. Önce Allah’a sonra yüce adalete güveniyorum. Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma, Adalet Bakanıma sesleniyorum. Ben yaralıyım başkaları yaralanmasın. Takipsizlik kararı verilince itiraz ettim ama reddedildi. O kapı da yüzüme kapandı. O yıllarda maddi gücüm yok diye avukat tutamadım. Benim kızım intihar edecek biri değildi. Ben de bir anayım. Anne olanlar bu acının ne olduğunu anlayabilir. Ağlamaktan gözlerimi kaybettim” dedi.

Kaynak: Milliyet

http://www.milliyet.com.tr/dugumu-aihm-nin-emsal-karari-gundem-1971769/

]]>
http://avukat-kilinc.com/dugumu-aihmnin-emsal-karari-cozecek/feed/ 0
AİHM’in emsal sonucu düğümü çözecek http://avukat-kilinc.com/aihmin-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/ http://avukat-kilinc.com/aihmin-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/#comments Thu, 20 Nov 2014 11:07:37 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10043 AİHM, midesinde ilaç izine rastlanmadığı halde ‘intihar’ tespiti ile soruşturması kapatılan İzmirli Gülperi hemşirenin kocası tarafından öldürülmüş olabileceğini belirterek soruşturmanın tekrar açılması gerektiğini bildirdi, Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti.

AİHM, midesinde ilaç izine rastlanmadığı halde ‘intihar’ tespiti ile soruşturması kapatılan İzmirli Gülperi hemşirenin kocası tarafından öldürülmüş olabileceğini belirterek soruşturmanın tekrar açılması gerektiğini bildirdi, Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti. Aile, dokuz yıl sonra soruşturmanın tekrar açılmasını talep edecek.

İzmir’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde hemşirelik yapan 26 yaşındaki Gülperi O., hastanenin eczanesinde çalışan sekiz aylık eşi O.O. tarafından 18 Temmuz 2005 akşamı hastaneye götürüldü. Doktorların şikayetlerini sorması üzerine O.O., eşinin ilaç içerek intihara kalkıştığını söyledi. İntihar ettiği söylenince midesi yıkanan Gülperi hemşire, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Gülperi hemşirenin otopsi raporunda midede ilaç izine rastlanmadığı bildirildi. Talihsiz kadının ciğerlerinde aşırı derecede ödem oluştuğu belirlendi. Olay gecesi hastane polisi tarafından ifadesi alınan koca O.O., eşiyle kavga ettiklerini ve eşine vurduğunu söylemesine rağmen savcılık tarafından ifadeye çağrılmadı. Gülperi hemşirenin ilaç içtiğine dair hiçbir bulguya rastlanmazken, savcılık 2006’ta ‘intihar’ tespitiyle soruşturmayı kapattı. Kızının eşinden gördüğü şiddet sonucu öldüğünü düşünen ve kızının ölümüyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle 2007 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuran anne Ümran Durmaz’a, AİHM’den emsal sonuç çıktı. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını savunan 2. maddesine göre ‘aile içi şiddetin ölüme yol açtığı’ iddiasıyla açılan davada Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti, soruşturmanın tekrar açılması gerektiğini bildirdi. Aile, AİHM kararına dayanarak dokuz yıl sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturmanın tekrar açılmasını ve eski kocanın yargılanmasını talep edecek.

“EMSAL TEŞKİL EDİYOR”
AİHM’e başvuruyu yapan Fransa Strasbourg Barosu ve İzmir Barosuna bağlı Avukat Ümit Kılınç, AİHM’nin savcılığı hatalı bularak toplam 22 bin euro tazminat cezası vermesinin diğer tüm benzer davalarda emsal teşkil ettiğini belirtti.

AİHM’in bu davada, kocası tarafından aile içi şiddete maruz kalan genç bir kadının ölümü sonucunda yapılan soruşturmanın etkili ve yeterli olması gerektiğini açıkça dile getirdiğini kaydeden Kılınç, sözlerini şöyle sürdürdü “Böyle bir durumda yapılacak soruşturmanın şüpheye yer bırakmayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Benim kanaatime göre bu davanın önemi, AİHM yapılan soruşturmanın yetersiz ve etkisiz olduğundan dolayı soruşturmanın tekrar açılması gerektiğini söylemesidir. Bu nedenle verilen tazminat miktarı bizim için çok önemli değil. Bizim için önemli olan soruşturmanın tekrar açılması ve adaletin açılacak soruşturma sonucunda yerine gelmesidir.”

“KOCA ŞİDDET UYGULUYOR, SAVCI İFADE ALMIYOR”
Davada, mağdur Gülperi hemşirenin kocası tarafından aile içi şiddete maruz kaldığını, olay günü dahi kocanın mağdura şiddet uyguladığının dosyadan açıkça anlaşıldığını ifade eden Kılıç, şu ifadelere yer verdi: “Olay günü kocanın ifadesi polis tarafından ciddiyetsiz bir şekilde hastane bahçesinde alınıyor ve buna rağmen koca, olay günü eşine şiddet uyguladığını kabul ediyor. Gülperi Hanımın ailesi suç duyurusunda bulunuyor ve yapılan tıbbi expertizde Gülperi Hanımın kanında hiçbir ilaç izine rastlanmıyor ve ölümün ciğerlerde oluşan ödemden meydana geldiği belirtiliyor. Buna rağmen, dosya ile ilgilenen savcı, olayın intihar olduğu sonucuna varıyor. Gülperi Hanımın ailesinin talebine rağmen savcı şiddet uygulayan kocayı dinleme gereği dahi duymuyor ve çiftin evinde olay incelemesi dahi yaptırmıyor. Halbuki olay günü ev, darmadağın ve bardak ve şişe kırıkları ile dolu vaziyettedir. Ayrıca, talebe rağmen hiçbir tanık dinlenmiyor.”

“İNTİHAR OLARAK NİTELENDİRMEK İMKANSIZ”
“Gülperi Hanımın ölümünün intihar olmadığı, tam tersine aile içi şiddet sonucu ölüm olduğu sonucuna varmak çok kolay” diyen Kılınç, savcının yaptığı gibi olayı intihar olarak nitelendirmenin imkansız olduğunu vurguladı. Olayın intihar olmadığı yönünde AİHM’in de ciddi şüpheleri olduğunu dile getiren Kılınç, “AİHM de Türkiye’de kadına karşı şiddetin genel bir uygulama olduğunu ve kadınların bu konuda ayrımcılığa maruz kaldıklarını söylüyor” diye konuştu.

İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA BAŞVURACAKLAR
Davanın senelerdir sürdüğünü belirten Kılınç, bu hafta içerisinde, AİHM kararına dayanarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvuracaklarını ve soruşturmanın tekrar açılmasını talep edeceklerini bildirdi. Eski koca hakkında dava açılmasını ve yargılanmasını talep edeceklerini vurgulayan Kılınç, şunları söyledi: “Herhangi bir gelişme olmazsa, AİHM kararlarının icrasından sorumlu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ni bilgilendireceğiz ve bu konuda AİHM kararında belirtilen etkili ve yeterli bir soruşturmanın yapılması için Türkiye Hükumeti’ne baskı yapmasını talep edeceğiz. Hükümet AİHM 2. Dairesi tarafından verilen karara karşı Büyük Daire önünde itiraz edebilir. Kadına karşı şiddet söz konusu olduğu için ve dosyada bariz eksiklikler olduğu dikkate alındığında Türkiye Hükümeti’nin böyle bir talepte bulunacağını sanmıyorum. Kaldı ki, Hükümet Büyük Daire’ye gitme talebinde bulunsa dahi, benim kanaatime göre bu talep reddedilecek ve karar üç ay sonra kesinleşecektir.”

“BARİZ HATA”
AİHM’in eski Doğu Bloku ülkelerini ilgilendiren yaşam hakkı ile ilgili davalarda savcıların hatalı olduğunu tespit ettiğini ancak bu davadaki gibi bariz bir hatanın işlendiği dava bilmediğini, olacağını da sanmadığını kaydeden Kılınç şöyle konuştu: “Ölümün intihar olduğu yönünde elinde hiçbir veri olmamasına rağmen, tam tersine ölümün aile içi şiddet sonucu meydana geldiği tüm dosyadan açıkça anlaşılmasına rağmen, takipsizlik kararı verebilecek bir savcı tanımıyorum ben.”

“İÇ KANAMA NASIL OLDU?”
Kızı öldüğü günden beri intihar olayına inanmadığını söyleyen anne Ümran Durmaz, yaşadıkları olayı şu sözlerle anlattı: “Çocuğum o gece sadece bir cümle kurabilmiş. Sadece ‘nefes alamıyorum’ demiş ve hayatını kaybetmiş. Eşi ifadede ‘vurdum’ dediği halde bir kere olsun mahkemeye çıkarılmadı. ‘Niye vurdun?’ diye sorulmadı. Gittiğim her kapı bana kapandı. En son çareyi AİHM’e başvurmakta buldum. Otopsi raporunda ilaç, uyuşturucu madde bulunmadı. İç kanamadan öldüğü belirtiliyor peki bu iç kanama nasıl oldu? Kanıtlarım elimde, ifadeler elimde. İfadesinde ‘vurdum’ demiş ama olayın üstü kapatıldı.”

“DOKUZ YILDIR AĞLIYORUM”
Dokuz yıldır ağladığını ve yüreğinin yandığını söyleyen anne, “Ben yandım başka anneler yanmasın. Başka Gülperiler ölmesin. Önce Allah’a sonra yüce adalete güveniyorum. Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma, Adalet Bakanıma sesleniyorum. Ben yaralıyım başkaları yaralanmasın. Takipsizlik kararı verilince itiraz ettim ama reddedildi. O kapı da yüzüme kapandı. O yıllarda maddi gücüm yok diye avukat tutamadım. Benim kızım intihar edecek biri değildi. Ben de bir anayım. Anne olanlar bu acının ne olduğunu anlayabilir. Ağlamaktan gözlerimi kaybettim” dedi.

CEREN ATMACA- HALİL KARAHAN
İZMİR

http://www.iha.com.tr/haber-aihmin-emsal-sonucu-dugumu-cozecek-411612/

]]>
http://avukat-kilinc.com/aihmin-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/feed/ 0
Gülperi’nin dosyası yeniden açılacak http://avukat-kilinc.com/gulperinin-dosyasi-yeniden-acilacak/ http://avukat-kilinc.com/gulperinin-dosyasi-yeniden-acilacak/#comments Thu, 20 Nov 2014 11:04:22 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10042 İzmir’de 9 yıl önce eşi tarafından ilaç içerek intihara kalkıştığı için getirildiği hastanede hayatını kaybeden Gülperi O.’nun ölümüyle ilgili şok gelişme yaşandı. Yapılan incelemede ise ilaç kalıntısı bulunamadı. Eşi O.O. karısıyla kavga ettiklerini ve vurduğunu söyledi ancak genç kadının ölümü kayıtlara ‘intihar’ diye geçti. Ailesinin etkili soruşturma yapılmadığı için başvurduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 9 yılın ardından Türkiye’yi haksız buldu. Etkili ve yeterli soruştuma yapılmadığı için Türkiye 22 bin euro tazminata mahkum oldu. Ailenin avukatı Ümit Kılınç, O.O.’nun ifadesine karşın savcılıkça dinlenmediğini, olay günü evin darmadağın, bardak ve şişe kırıkları ile dolu olduğunu ve taleplerine karşın hiçbir tanığın da dinlenmediğini söyledi. Kılıç, “AİHM kararı eşliğinde yeniden savcılığa başvurarak soruşturmanın yeniden açılmasını isteyeceğiz. Eski koca hakkında da yargılanmasını talep edeceğiz” dedi. Kızı öldüğü günden beri intihar olayına inanmadığını söyleyen anne Ümran Durmaz, “Eşi ‘vurdum’ dediği halde bir kere olsun mahkemeye çıkarılmadı. ‘Niye vurdun?’ diye sorulmadı. En son çareyi AİHM’e başvurmakta buldum. Otopsi raporunda ilaç bulunmadı. İç kanamadan öldüğü belirtiliyor. Peki bu iç kanama nasıl oldu?” dedi.

Kaynak:

http://www.sabah.com.tr/egeli/2014/11/20/gulperinin-dosyasi-yeniden-acilacak

]]>
http://avukat-kilinc.com/gulperinin-dosyasi-yeniden-acilacak/feed/ 0
AIHM davası aile içi şiddetin ölüme yol açtığı http://avukat-kilinc.com/aihm-davamiz-sonuclandi/ http://avukat-kilinc.com/aihm-davamiz-sonuclandi/#comments Sun, 16 Nov 2014 17:56:31 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10041 Gülperi’nin dosyası 9 yıl sonra açılıyor
AİHM, intihar ettiği öne sürülen Gülperi Ovalıoğlu’nun kocası tarafından öldürülmüş olabileceğini belirtti. Dosya yeniden açılıyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, geçen hafta ‘aile içi şiddetin ölüme yol açtığı’ iddiasıyla açılan bir davada Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti. Mahkeme, Gülperi Ovalıoğlu isimli genç kadının öldürülmesiyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığını hükmetti. AİHM, ‘İntihar ettiği’ öne sürülen Ovalıoğlu’nun aile içi şiddet kurbanı olduğunu belirtti. Dava konusu olay 2005’te İzmir’de yaşandı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde hemşire olan 26 yaşındaki Gülperi Ovalıoğlu’nun eşi Oğuzhan Ovalıoğlu aynı hastanenin eczanesinde çalışıyordu. Bir akşam eşinin yaşadıkları kavgadan sonra aşırı dozda ilaç içerek intihar ettiğini söyleyerek Gültepi Ovalıoğlu’nu hastaneye götürdü.

İç kanamadan öldü

Ovalıoğlu’nun midesi yıkandı ancak kurtarılamadı. Otopsisinde ilaç izine rastlanmadı, ciğerlerinde ise aşırı derecede ödem oluştuğu belirlendi. Buna rağmen savcılık 2006’ta ‘intihar’ tespitiyle soruşturmayı kapattı. Anne Ümran Durmaz, kızının, eşinden gördüğü şiddet sonucunda öldürüğünü, ölümüyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle 2007 yılında AİHM’ye başvurdu. AİHM de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını savunan 2. maddesine göre Türkiye’nin tazminat ödemesine hükmetti.

Tokat attığını söyledi

Gülperi Ovalıoğlu’nun kardeŞi Güher Kanter, şunları anlattı: “Oğuzhan Ovalıoğlu’nun kardeşimi hastaneye götürdükten sonra sadece ‘ben bir şey yapmadım sadece tokat attım’ dediğini öğrendik. Otopsi istedik. İlaca rnastlanmadı. İkinci otopsi yapıldı. Adli Tıp Kurumu da kesinlikle ilaç yok dedi. Buna rağmen savcı intihar diye dosyayı kapattı. Hatta nüfus müdürlüğüne bile aşırı dozda ilaç içti diye savcılık tarafından yazı yazdı. Olay günü Oğuzhan Ovalıoğlu’nun ifadesi sadece hastane bahçesinde alındı. Savcılık tarafından çağrılmadı. Hiçbir işlem yapılmadı.”

İşte davanın kronolojisi

AİHM dosyasındaki bilgilere göre Gülperi Ovalıoğlu 18 Temmuz 2005’te intihara kalkıştığı iddiasıyla hastaneye getirildi. Yaşamını yitirdi.

Babası kızını eşinin dövdüğünü iddia ederek savcılığa başvurdu. 30 Ocak 2006’da Adli Tıp ‘İlaç izine rastlanmadı. Ciğerlerinde ödem tespit edildi’ raporu verdi. 28 Şubat 2006’da savcılık ‘intihar etti’ diyerek soruşturmayı kapattı.

4 Nisan 2006’da aile Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Reddedildi.

Üç ay içinde dosya açılmalı

AİHM’e başvuruyu yapan Fransa Strasbourg Barosu ve İzmir Barosuna bağlı olarak çalışan Avukat Ümit Kılınç da Türkiye’nin yeniden soruşturmayı başlatması gerektiğini söyledi: Ovalıoğlu, eşi tarafından şiddete maruz kalıyor. Defalarca evden kaçıyor ve ailesine sığınıyor. Olay gecesi yine şiddete maruz kalıyor. AİHM, Türkiye’den tekrar soruşturmayı açma talebinde de bulundu. Koca soruşturma açılmadığını ve yapılan soruşturmanın yeterli olmadığını söyledi. Bu aşamada Türk makamlarına düşen tekrar soruşturmayı açmak. Gerekirse mağdurun mezarı açılıp tekrar otopsi yapılabilecek. Eşinin ifadesi alınıp hakkında dava açılabilecek ve yargılanabilecek. AİHM de olayın intihar değil koca tarafından yapılan şiddet olduğu kanaatinde. AİHM’in verdiği kararı Avrupa Konseyi denetleyecek ve 3 ay içerisinde soruşturmanın açılması gerekiyor.”

Kaynak: KENAN BUTAKIN / VATAN Gazetesi

http://www.gazetevatan.com/gulperi-nin-dosyasi-9-yil-sonra-aciliyor-697500-gundem/

]]>
http://avukat-kilinc.com/aihm-davamiz-sonuclandi/feed/ 0
AİHM, Türkiye’yi tazminata mahkum etti http://avukat-kilinc.com/aihm-turkiyeyi-tazminata-mahkum-etti/ http://avukat-kilinc.com/aihm-turkiyeyi-tazminata-mahkum-etti/#comments Sat, 15 Nov 2014 13:51:35 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10040 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye aleyhine açılan beş ayrı davada, insan hakları ihlali kararı verdi. Türkiye, bu kararlar sonucu toplam 65 bin 900 avro tazminat ödeyecek.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’de “aile içi şiddetin ölüme yol açtığı” iddiasıyla açılan davada, insan hakları ihlali kararı verildi. Mahkeme, Ümran Durmaz isimli vatandaşın 2007 yılında yaptığı başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesinin ihlal edildiğine hükmederek toplam 22 bin avro tazminat ödenmesine hükmetti.

Durmaz, doktorlar tarafından intihar sonucu öldüğüne karar verilen kızı Gülperi’nin hiçbir zaman “intihar eğiliminde olmadığı ve gerçekte eşi tarafından öldürüldüğünü” iddia etmiş ve yaptıkları şikayet sonucu Türkiye’de etkili soruşturma açılmadığını ileri sürmüştü. İzmir’de 2005 yılında meydana gelen olayda ölen hemşire Gülperi’nin aynı hastanenin eczanesinde çalışan eşi, polise verdiği ifadede, o gün karısıyla tartıştıklarını ve karısına şiddet uyguladığını kabul etmişti. Eşinin kavga sonucu aşırı dozda ilaç alarak intihar ettiğini söyleyen koca, eşinin fenalaşması üzerine kendisini hastanenin acil servisine götürdüğünü söylemişti.

Midesi yıkanmasına rağmen kurtarılamayan genç kadının daha sonra yapılan otopsisinde ilaç izine rastlanmamış ancak ciğerlerinde aşırı derecede ödem oluştuğu belirlenmişti. Savcılık, 2006 yılında intihar tespitiyle soruşturmayı kapatmıştı. Bunun üzerine anne Durmaz, kızının ölümüyle ilgili etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle AİHM’ye başvurmuştu. Aile, kızlarının eşinden gördüğü şiddet sonucu iç kanamadan öldüğü şikayetinde bulunmuştu
Gözaltında kötü muamele

Ender Bulhaz Aktürk isimli vatandaşın yaptığı başvuruyu inceleyen AİHM, Türkiye’nin, AİHS’nin işkence ve kötü muamelenin yasaklanmasıyla ilgili 3. maddesini ihlal ettiğine hükmetti.Türkiye karar gereği, mahkeme masrafları dahil 12 bin 400 avro tazminat ödeyecek. Türkiye’de bir polis memurunu öldürmek suçundan hüküm giyen ve Tekirdağ F-Tipi cezaevinde yatan 1982 doğumlu Aktürk, 2009 yılında gözaltına alındıktan sonra karakolda işkence gördüğünü ileri sürmüş ve işkence şikayetinin savcılık tarafından değerlendirilmediğini iddia etmişti.

AİHM, Cüneyt Polat isimli vatandaşın gözaltında kötü muamele gördüğü ve kötü muamele şikayetinin savcılık tarafından değerlendirilmediği yolundaki başvurusuyla ilgili Türkiye’nin, AİHS’nin 3. maddesini ihlal ettiğine hükmetti ve toplam 10 bin avro tazminat ödenmesini kararlaştırdı.

Uzun tutukluluk

Mahkeme, Ali Rıza Kaplan isimli vatandaşın “uzun tutukluluk süresi” dolayısıyla yaptığı şikayet başvurusunda Türkiye’nin, AİHS’nin 5. maddesini ihlal ettiğine hükmetti ve mahkeme masrafları dahil 8 bin 500 avro ödenmesine hükmetti. AİHM, terör örgütüne üye olmak suçundan 2003 yılında gözaltına alınan Kaplan’ın, başvuruyu yaptığı 2008 yılında hala tutuklu yargılanmasını “ihsanhakları ihlali” olarak değerlendirdi.

İstimlak davası

Nursen Dinç, Birsen Lutlu, Aynur Sever, Neşe Dinç ve Fatmagül Dinç isimli beş vatandaşın Türkiye’de açtıkları istimlak davasının uzun sürmesi nedeniyle yaptıkları başvuruda ise AİHM, AİHS’nin 6. maddesinin ihlal edildiğine hükmederek başvuru sahiplerine ikişer bin avro, mahkeme masrafları olarak da 3 bin avro ödenmesini kararlaştırdı.

Kaynak

http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/aihm-turkiyeyi-tazminata-mahkum-etti

 

Davamızla ilgili diğer haber

http://www.haberler.com/aihm-de-turkiye-davalari-2-6683872-haberi/

]]>
http://avukat-kilinc.com/aihm-turkiyeyi-tazminata-mahkum-etti/feed/ 0
AİHM’E BAŞVURU YAPMAK ARTIK DAHA ZOR http://avukat-kilinc.com/aihme-basvuru-yapmak-artik-daha-zor/ http://avukat-kilinc.com/aihme-basvuru-yapmak-artik-daha-zor/#comments Sat, 15 Nov 2014 13:44:14 +0000 http://avukat-kilinc.com/?p=10038 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM’e) başvurmayı zorlaştıran, Mahkeme içtüzüğünün yeni 47.maddesi 01 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu değişiklik iki amacı hedeflemektedir : AİHM’in etkililiğini artırmak ve başvuruların incelenme süresini hızlandırmak.

İçtüzüğün 47. Maddesi iki temel değişiklik öngörüyor. İlk olarak, AİHM’e yapılan başvurularda tüm belgelerin eksiksiz bir şekilde başvuru formu ile birlikte gönderilmesi zorunluluğunu getirmektedir. Eksik gönderilen başvurular artık kaydedilmeyecek ve hemen AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından reddedilecektir. Ayrıca, eski başvuru formunun yerine Mahkeme tarafından yeni düzenlenen bir başvuru formu ile ancak AİHM’e başvuru yapılabilmektedir. Mahkeme’nin iş yükü nedeniyle, bu başvuru formunun uzunluğu da AİHM tarafından sınırlanmıştır. Çok uzun başvurular, başvuruculara kısaltma için iade edilebilmektedir.

Yapılan ikinci büyük değişiklik, 6 aylık başvuru süresinin kesilmesine ilişkindir. Eskiden, Yazı İşleri Müdürlüğü’ne gönderilen ilk başvuru mektubu ile, başvurunun ve şikayetlerin özeti yapılarak 6 aylık süre durdurulabilmekteydi. Yazı İşleri Müdürü, başvurunun kayda alındığını ve altı haftalık süre içerisinde başvuru formunu ekleri ile birlikte usulüne uygun olarak doldurması gerektiğini belirten mektubu başvurucuya gönderirdi. Başvurucular ve avukatları, kendilerine verilen süre içinde, başvuru formunu ve eklerini göndermeleri durumunda AİHM, 6 aylık süreyi ilk mektup tarihini dikkate alarak hesaplamaktaydı. Bu durum tamamen tarihe karıştı ve ilk mektupla başvuru süresinin duldurulması imkansız hale gelmiştir. AİHM’e başvuru için artık başvuru formunun ve eklerinin tamamen, en son kesin karardan itibaren 6 aylık süre içinde gönderilmesi gerekmektedir.

AİHM Yazı İşleri Müdürlüğü, içtüzükte yapılan bu değişiklik ile ilgili olarak başvuruculara kolaylık sağlamak amacıyla, bilgilendirici belgelerin kapsamını yalnızca Fransızca ve İngilizce ile sınırlandırmamış, bu iki diliin yanında bilgilendirici belgeleri taraf devletlerin resmi dillerinde yayınlamıştır.

İçtüzüğün 47. Maddesinde yapılan değişiklik dikkate alındığında, AİHM’e başvurularda sadece başvurucuların değil ama aynı zamanda avukatların da çok dikkatli davranmaları gerekmektedir. 47. Madde ile getirilen ‘idari kabuledilemezlik’ uygulaması ile başvurular kolaylıkla reddedilebilmekte ve şahısların haklarına halel gelebilmektedir. Bu nedenle AİHM’e yapılan başvuru formlarının daha özenli bir şekilde hazırlanması ve ilgili tüm belgelerin eksiksiz bir şekilde eklenmesi gerekmektedir. Yeni başvuru formu için http://www.echr.coe.int/Documents/Application_Form_2014_1_TUR.pdf tıklayınız.

]]>
http://avukat-kilinc.com/aihme-basvuru-yapmak-artik-daha-zor/feed/ 0