Kas 20

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’İN EMSAL SONUCU DÜĞÜMÜ ÇÖZECEK

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM , midesinde ilaç izine rastlanmadığı halde ‘intihar’ tespiti ile soruşturması kapatılan İzmirli Gülperi hemşirenin kocası tarafından öldürülmüş olabileceğini ortaya koyarak soruşturmanın bir daha açılması gerekmekde olduğunu bildirdi, Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti. Aile, dokuz sene akabinde soruşturmanın bir daha açılmasını talep edecek.
İzmir’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisi’nde hemşirelik yapan 26 yaşındaki Gülperi O., hastanenin eczanesinde çalışan sekiz aylık eşi O.O. tarafından 18 Temmuz 2005 akşamı hastaneye götürüldü. Doktorların şikayetlerini sorması üzerine O.O., eşinin ilaç içerek intihara kalkıştığını belirtti . İntihar ettiği söylenince midesi yıkanan Gülperi hemşire, gercekleşen müdahalelere rağmen kurtarılması başarılamadı . Gülperi hemşirenin otopsi raporunda midede ilaç izine rastlanmadığı acıkladı . Talihsiz bayanın ciğerlerinde aşırı derecede ödem oluştuğu belirlendi. Olay gecesi hastane polisi tarafından ifadesi alınan koca O.O., eşiyle büyük kavga ettiklerini ve eşine vurduğunu söylemesine rağmen savcılık tarafından ifadeye çağrılmadı. Gülperi hemşirenin ilaç içtiğine dair hiçbir bulguya rastlanmazken, savcılık 2006’ta ‘intihar’ tespitiyle soruşturmayı kapattı. Kızının eşinden gördüğü kaba kuvvet neticesi öldüğünü düşünen ve kızının ölümüyle ilgili etkili tahkikat yapılmadığı sebebiyle 2007 senesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ( Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ) başvuran anne Ümran Durmaz’a, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’den emsal netice çıktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM , Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yaşam hakkını savunan 2. maddesine göre ‘aile içi şiddetin ölüme yol açtığı’ idda edilmesiyle açılan davada Türkiye’nin 22 bin euro tazminat ödemesine hükmetti, soruşturmanın bir daha açılması gerekmekde olduğunu bildirdi. Aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararına dayanarak dokuz sene akabinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturmanın bir daha açılmasını ve eski kocanın yargılanmasını talep edecek.
“EMSAL TEŞKİL EDİYOR”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’e başvuruyu yapan Fransa Strasbourg Barosu ve İzmir Barosuna bağlı Avukat Ümit Kılınç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’nin savcılığı hatalı bularak yekün 22 bin euro tazminat müeyyidesi vermesinin başka tüm benzer davalarda emsal teşkil ettiğini ifade etti .
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’in bu davada, kocası tarafından aile içi şiddete maruz kalan genç bir bayanın ölümü sonucunda gercekleşen soruşturmanın etkili ve yeterli olması gerekmekde olduğunu açıkça dile getirdiğini kaydeden Kılınç, sözlerini şu şekilde devam ettirdi “Böyle bir durumda yapılacak olan soruşturmanın şüpheye yer bırakmayacak biçimde yapılması gerekmektedir. Benim kanaatime göre bu davanın önemi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM gercekleşen soruşturmanın yetersiz ve etkisiz olduğundan dolayı soruşturmanın bir daha açılması gerekmekde olduğunu söylemesidir. Bu sebepten ötürü verilmekte olan tazminat miktarı bizim için çok fazla önemli değil. Bizim için önemli olan soruşturmanın bir daha açılması ve adaletin açılacak tahkikat sonucunda yerine gelmesidir.”
“KOCA ŞİDDET UYGULUYOR, SAVCI İFADE ALMIYOR”
Davada, mağdur Gülperi hemşirenin kocası tarafından aile içi şiddete maruz kaldığını, olay günü bile kocanın mağdura kaba kuvvet uyguladığının dosyadan açıkça anlaşıldığını ifade eden Kılıç, şu ifadelere yer verdi: “Olay günü kocanın ifadesi polis tarafından ciddiyetsiz bir biçimde hastane bahçesinde alınıyor ve buna rağmen koca, olay günü eşine kaba kuvvet uyguladığını kabul ediyor. Gülperi Hanımın ailesi suç duyurusunda bulunuyor ve gercekleşen tıbbi expertizde Gülperi Hanımın kanında hiçbir ilaç izine rastlanmıyor ve ölümün ciğerlerde oluşan ödemden meydana gelmekde olduğu belirtiliyor. Buna rağmen, dosya ile ilgilenen savcı, olayın intihar olduğu sonucuna varıyor. Gülperi Hanımın ailesinin talebine rağmen savcı kaba kuvvet uygulayan kocayı dinleme gereği bile duymuyor ve çiftin evinde olay incelemesi bile yaptırmıyor. Halbuki olay günü hane , darmadağın ve bardak ve şişe kırıkları ile dolu vaziyettedir. Ayrıca, talebe rağmen hiçbir tanık dinlenmiyor.”
“İNTİHAR OLARAK NİTELENDİRMEK İMKANSIZ”
“Gülperi Hanımın ölümünün intihar olmadığı, tam bilakis aile içi kaba kuvvet neticesi ölüm olduğu sonucuna varmak çok fazla basit ” diyen Kılınç, savcının yapmış olduğu gibi olayı intihar olarak nitelendirmenin imkansız olduğunu vurguladı. Olayın intihar olmadığı yönünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’in de ciddi şüpheleri olduğunu dile getiren Kılınç, ” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM de Türkiye’de kadına karşı şiddetin genel bir tatbikat olduğunu ve kadınların bu konuda ayrımcılığa maruz kaldıklarını diyor ” diye açıkladı .
İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA BAŞVURACAKLAR
Davanın senelerdir sürdüğünü ifade eden Kılınç, bu hafta içerisinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararına dayanarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvuracaklarını ve soruşturmanın bir daha açılmasını talep edeceklerini bildirdi. Eski koca hakkında dava açılmasını ve yargılanmasını talep edeceklerini söyleyen Kılınç, bunları belirtti : “Herhangi bir gelişme olmazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararlarının icrasından mesul Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ni bilgilendireceğiz ve bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM kararında belirtilen etkili ve yeterli bir soruşturmanın yapılması için Türkiye Hükumeti’ne baskı yapmasını talep edeceğiz. Hükümet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM 2. Dairesi tarafından verilmekte olan karara karşı Büyük Daire önünde itiraz edebilir. Kadına karşı kaba kuvvet söz konusu olduğundan dolayı ve dosyada bariz eksiklikler olduğu dikkate alındığında Türkiye Hükümeti’nin böyle bir talepte bulunacağını sanmıyorum. Kaldı ki, Hükümet Büyük Daire’ye gitme talebinde bulunsa bile , benim kanaatime göre bu talep reddedilecek ve karar üç ay akabinde kesinleşecektir.”
“BARİZ HATA”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’in eski Doğu Bloku ülkelerini ilgilendiren yaşam hakkı ile ilgili davalarda savcıların hatalı olduğunu tespit ettiğini ancak bu davadaki gibi bariz bir hatanın işlendiği dava bilmediğini, olacağını da sanmadığını kaydeden Kılınç şu şekilde açıkladı : “Ölümün intihar olduğu yönünde elinde hiçbir veri olmamasına rağmen, tam bilakis ölümün aile içi kaba kuvvet neticesi meydana gelmekde olduğu tüm dosyadan açıkça anlaşılmasına rağmen, takipsizlik kararı verebilecek bir savcı tanımıyorum ben.”
“İÇ KANAMA NASIL OLDU?”
Kızı hayatını kaybettiği günden bu yana intihar olayına inanmadığını açıklayan anne Ümran Durmaz, yaşadıkları olayı şu sözlerle söyledi : “Çocuğum o gece sadece bir tümce kurabilmiş. Yalnızca ‘ soluk alamıyorum’ söylemiş ve yaşamını kaybetmiş. Eşi ifadede ‘vurdum’ dediği halde bir defa olsun mahkemeye çıkarılmadı. ‘Niye vurdun?’ diye sorulmadı. Gittiğim her kapı bana kapandı. En nihayet çareyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’e başvurmakta buldum. Otopsi raporunda ilaç, uyuşturucu madde bulunmadı. İç kanamadan hayatını kaybettiği belirtiliyor peki bu dahil kanama nasıl oldu? Kanıtlarım elimde, ifadeler elimde. İfadesinde ‘vurdum’ söylemiş fakat olayın üstü kapatıldı.”
“DOKUZ YILDIR AĞLIYORUM”
Dokuz yıldır ağladığını ve yüreğinin yandığını açıklayan anne, “Ben yandım başka anneler yanmasın. Başka Gülperiler ölmesin. Önce Allah’a akabinde yüce adalete güveniyorum. Sayın Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma, Adalet Bakanıma sesleniyorum. Ben yaralıyım başkaları yaralanmasın. Takipsizlik kararı verilince itiraz ettim fakat reddedildi. O kapı da yüzüme kapandı. O senelerde maddi gücüm yok diye avukat tutamadım. Benim kızım intihar edecek biri değildi. Ben de bir anayım. Anne olanlar bu acının ne olduğunu anlayabilir. Ağlamaktan gözlerimi kaybettim” diye belirtti .Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ’İN EMSAL SONUCU DÜĞÜMÜ ÇÖZECEK
Kaynak: bugun

http://www.arcaajans.com/haber/guncel/avrupa-insan-haklari-mahkemesi-aihm-in-emsal-sonucu-dugumu-cozecek/521712/