Tem 18

YABANCI MAHKEME İLAMLARININ TÜRK MAHKEMELERİ TARAFINDAN TANINMASI VE TENFİZİ

Av. Yüksel KAVAK KILINÇ

 

            Yabancı Mahkeme İlamlarının Tanınması ve Tenfizi hakkındaki kanun, 27 Kasım 2007 tarihinde kabul edilen 5718 sayılı Kanunun Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunda düzenlenmiştir. Bu kanunun 1.maddesinin 1.fıkrası şu şekilde kaleme alınmıştır : “Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı kararların tanınması ve tenfizi bu Kanunla düzenlenmiştir[1].

            Yabancı mahkeme ilamlarının tanınması ve tenfizi olarak iki ayrı ve farklı müessesedir[2].

A)-TENFİZ KAVRAMI

5718 sayılı MÖHUK’un 50.maddesinde düzenlenen tenfiz, yabancı mahkemelerin hukuk davalarına ilişkin olarak vermiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan mahkeme ilamlarının Türkiye’de icra edilebilmesi için Türk mahkemeleri tarafından tenfiz kararı verilmesi ile olmaktadır[3]. Yani tenfiz, yabancı mahkeme kararının, kesin hüküm ve kesin delil kuvveti uygun görmesi için, Türk icra organları aracılığıyla Türkiye’de icra edilebilme gücünün verilmesine ilişkin bir mahkeme kararıdır[4].

Yabancı mahkeme ilamının icra edileceği ülke, tenfiz için yabancı mahkeme kararında aranan şartların olup olmadığını vereceği mahkeme kararı ile saptayacaktır.

Tanıma kararının alınmasının yeterli olduğu durumlarda tenfiz kararının koşulları ağır olduğundan tanıma kararına başvurulmamaktadır. Boşanma, ayrılık, evliliğin iptali gibi Türkiye’de nüfusa kayıt edilmesine yönelik yabancı mahkeme ilamları için tanıma kararının alınmasında tercih edilmektedir. Bunun dışında çocuk teslimi, tazminat gibi icraya konulması gerektiren ilamlar için de tenfiz kararının alınması daha uygundur[5].

Boşanma kişiye bağlı haklardan olduğundan ölüm ile mirasçılarına intikal etmez. Bu neden ile mirasçılar yabancı mahkemece verilmiş boşanma kararının tanınmasını da isteyemezler[6].

5718 sayılı MÖHUK’nun 50.maddesine göre yabancı bir mahkeme kararının Türk mahkemelerinde tenfiz edilebilmesi için iki şart aranmaktadır: birincisi, yabancı mahkeme ilamının özel hukuk ilişkisinden doğmuş bir uyuşmazlığı çözmek için verilmiş olması ; ikincisi ise bu mahkeme ilamının o ülke yasalarına göre kesinleşmiş olması gerekmektedir[7].

1).Yabancı Mahkeme İlamının Özel Hukuk İlişkisinden Doğan Uyuşmazlığı Çözmek İçin Verilmiş Olmalı

Yabancı mahkeme tarafından verilen ve özel hukuka ilişkin olan mahkeme ilamları ancak tenfiz ve tanıma davasının konusu olabilir. Kamu hukukuna ilişkin (ceza ve idare) yabancı mahkeme ilamları tenfiz ve tanıma davasının konusu olamazlar.

2).Yabancı Mahkeme İlamının İlgili Ülke Yasalarına Göre Kesinleşmiş Olması

            Tenfizi ve tanınması istenen yabancı mahkeme ilamının o ülkenin yasalarına göre kesinleşmiş olması gerekmektedir. Türk Hukukuna göre mahkeme ilamı niteliğinde olmayan yabancı mahkeme ilamları tanınmaz ve tenfize konu edilemez. Buna örnek olarak Belediye tarafından verilmiş olunan boşanma ilamı gösterilebilir[8].

Tenfizin Şartları

MÖHUK’un 54.maddesine göre Aile mahkemesi tarafından re’sen araştırılacak olan tenfizin şartları şu şekilde sayılabilir :

Karşılıklık esasına dayanan ilk şart, “Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması” (MÖHUK 54/a). Bu şart kararın verildiği mahkemeye ilişkin bir şart olduğundan bu şartın gerçekleşmemesi durumunda diğer şartların incelemesine mahkeme tarafından geçilmeyecektir[9]. Burada dikkat edilecek husus tanıma davasında tenfiz davasından farklı olarak karşılıklık ilkesinin aranmamasıdır.

İkinci şart ise “İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması” (MÖHUK 54/b).

Üçüncü şart ise “Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması” (MÖHUK 54/c) gerekmektedir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre “Türkiye’deki genel ahlaka hukuk sistemimizin ana kurallarına aykırılık halinde, yabancı ilamın tenfizinin Türk kamu düzenine aykırı olduğu kabul edilmektedir[10].

Dördüncü şart “O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması”dır (MÖHUK 54/ç). Karşılıklık ilkesinde olduğu gibi tanıma davalarında davalı tarafın savunma hakkı koşullarının yerine getirilip getirilmediğine bakılmamaktadır.

Görevli Mahkeme

5718 sayılı MÖHUK’un 51.maddesinin 1.fıkrası, tenfiz ve tanıma davalarında görevli mahkemeyi Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlemiştir[11].

 

9.1.2003 tarihli 4787 sayılı Aile Mahkemelerin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun yürürlüğe girmesi ile tenfiz ve tanıma davalarında görevli olan Asliye Hukuk mahkemesi bu yasanın 4.maddesinin 2.bendine göre Aile Mahkemesi olarak değişmiştir[12].

 

Aynı yasanın 2.maddesinin 2. paragrafında “Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlere, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesince bakılır” denilmektedir[13].

 

Yetkili Mahkeme

5718 sayılı MÖHUK’un 51.maddesinin 2.fıkrası tenfiz ve tanıma davalarında yetkili mahkemeyi  “Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir”[14] şeklinde ele alınmıştır.

Teminat

5718 sayılı MÖHUK’un 48.maddesinnin 1.fıkrasına göre “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”.

Aynı maddenin 2.fıkrası devamla “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” şeklinde kaleme alınmıştır.

 

Tenfiz ve Tanıma Davası için Gerekli Belgeler ve Yargılama Usulü

5718 sayıl MÖHUK’un 53.maddesine göre tenfiz ve tanıma davası için dava dilekçesine;

Ø       Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi,

 

Ø       İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi[15]

 

eklenir.

Tanıma ve tenfiz dava dilekçesine MÖHUK’un 53.maddesinde sıralanmış olan bu belgelerin eksik veya usulüne aykırı bir şekilde eklenmesi durumunda ve davalı taraf bu usulsüzlüğü ilk itiraz olarak ileri sürmemişse mahkemenin davacı taraftan bu eksikliklerin giderilmesi için süre verip ve sonucuna göre işlem yapması gerekmektedir[16].

Tenfiz ve tanıma davaları aile mahkemelerinde hasım gösterilerek basit yargılama usulüne göre incelenerek karara bağlanır. MÖHUK 52.maddeye göre tenfiz ve tanıma dilekçesine davacı ve davalı tarafın ad ve soyadları varsa kanuni temsilcilerinin ad ve soyadları ile adresleri, davaya konu olan yabancı mahkeme ilamını veren mahkemenin adı, ilamın numarası ve tarihi ile kararın özü anlatılır. Tenfiz yabancı mahkeme ilamındaki hükmün tamamı için değil de yalnızca bir kısmı için isteniliyorsa bunun hangi kısım olduğu açıkça belirtilmelidir[17].

B)-TANIMA KAVRAMI

Tanıma davası yabancı mahkeme tarafından verilen ve kesinleşmiş mahkeme kararının Türkiye’de kesin hüküm ifade etmesi için açılan davadır. Tanıma davaları dava dilekçesine eklenecek belgeler, yargılama usulü, görev ve yetki yönünden tefiz davalarından bir farklılık arz etmemektedir.


 

KAYNAKÇA

 

 

 

KİTAPLAR

 

-Nazif KAÇAK, Boşanma Nafaka Mal Rejimleri Velayet, Ankara, 2004, Birinci Baskı.

-Mustafa ŞİMŞEK, Aile Mahkemelerinin Görevine Giren Davalar Ve Yargılama Usulü, Ankara, 2005, Birinci Baskı.

 

YARGITAY KARARLARI

 

-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, 10.02.2012 T, 2010/1 E, 2012/1

K.,

-Yargıtay 2.H.D, 03.06.2004 T, 2004/6260 E, 2004/7218 K.

-Yargıtay 2.H.D, 2004/15995 E, 2005/2084 K.

-Yargıtay 2.H.D, 06.12.2001 T, 2004/12767 E, 2004/14539 K.

-Yargıtay 2. H.D,  19.03.2002 T, 2002/2886-3902 sayılı karar.

 

INTERNET SİTELERİ

 

http://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc087/kanuntbmmc087/kanuntbmmc08704787.pdf.

-http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/27683.html.

-http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/09/20120920-8.htm.



[1] http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/27683.html.

[2] Nazif KAÇAK, Boşanma Nafaka Mal Rejimleri Velayet, Ankara, 2004. Sh.787.

[3] Nazif KAÇAK, Boşanma Nafaka Mal Rejimleri Velayet, Ankara, 2004. Sh.787.

[4] Resmi Gazete, Sayı: 28417, 20 Eylül 2012 Perşembe, Yargıtay Kararı, 2010/1 E, 2012/1 K, 10.02.2012 T, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/09/20120920-8.htm.

[5] Mustafa ŞİMŞEK, Aile Mahkemelerinin Görevine Giren Davalar Ve yargılama Usulü, Ankara, 2005, Sh.55.

[6] Yargıtay 2.H.D, 03.06.2004 T, 2004/6260 E, 2004/7218 K..

[7] Resmi Gazete, Sayı: 28417, 20 Eylül 2012 Perşembe, Yargıtay Kararı, 2010/1 E, 2012/1 K, 10.02.2012 T, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/09/20120920-8.htm.

[8] Mustafa ŞİMŞEK, Aile Mahkemelerinin Görevine Giren Davalar Ve Yargılama Usulü, Ankara, 2005, Sh.55.

[9] Resmi Gazete, 20 Eylül 2012 Perşembe, Sayı:28417, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu. Kararı, 10.02.2012 T., 2010/1 E, 2012/1 K, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/09/20120920-8.htm.

[10] Mustafa ŞİMŞEK, Aile Mahkemelerinin Görevine Giren Davalar Ve Yargılama Usulü, Ankara, 2005, Sh.58.

[11] 27 Kasım 2007 tarihinde kabul edilen 5718 sayılı kanunun MÖHUK’un 51.maddesinin 1.fıkrası “Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir” şeklinde kaleme alınmıştır. http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/27683.html.

[12] 9.1.2003 tarihli 4787 sayılı Aile Mahkemelerin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrasına göre “20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfızi” Aile Mahkemelerinin görev alanı içinde belirlenmiştir. 18.1.2003 tarihli 24997 sayılı Resmi Gazete.

[13]http://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc087/kanuntbmmc087/kanuntbmmc08704787.pdf.

[14] http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/27683.html.

[15] http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/27683.html, Yargıtay 2.H.D., 2004/15995 E, 2005/2084 K., Yargıtay 2.H.D., 06.12.2001 T, 2004/12767 E, 2004/14539 K.

[16] Mustafa ŞİMŞEK, Aile Mahkemelerinin Görevine Giren Davalar Ve yargılama Usulü, Ankara, 2005, Sh.56, Yargıtay 2. H.D.,  19.03.2002 T, 2002/2886-3902 sayılı karar.

[17] http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/27683.html.